Yeniden merhaba!
Pek güncel olmasa da geçtiğimiz yılın en sevdiğim, en çok güldüğüm reklamlarından biri olduğu için bunu sizinle paylaşmasam olmaz diye düşündüm. Hepimiz teknolojiye ayak uydurmaya çalışıyoruz. Hatta interneti neredeyse hayatımızın merkezine koyacağız. Twitter, Instagram, Facebook, Vine, Tumblr derken çeşitli sosyal medyalara üye olmuş durumdayız ve bu sanal varlığımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Bakalım Tadım Kuruyemiş "sosyal ağ" konusunu nasıl ele almış?
Kendini "Türkiye'nin tadı, tuzu" olarak tanımlayan Tadım, bu reklamında internetin, sosyal medyanın icadından öncesine giderek hayatlarımızın nasıl kuruyemiş etrafında şekillendiğini hatırlatmış bizlere...
Gerçekten de kuruyemiş tüm sohbetlerin, arkadaş toplantılarının, yemek öncelerinin ve sonralarının, film veya maç izleyenlerin olmazsa olmazı değil midir? Sokaklarda, parklarda çekirdek çıtlayan kaç teyze gördünüz şimdiye kadar? Kuruyemiş gerçekten de milletimizin hayatında önemli bir yer kaplıyor.
İşte bu reklam, kuruyemişin hayatımızdaki önemine, mizahi ve abartılı bir açıdan yaklaşmış. 55 saniyelik süresiyle, alışageldiğimiz 30 saniyelik reklamlardan kısmen uzun olsa da, komikliğiyle gereken sürükleyiciliği yakalıyor. Bu reklamı ilk keşfettiğimde her çıkışında aynı büyülenme ile izlemekten kendimi alamadım. Başındaki atlıkarınca tadındaki sevimli melodi bile ayrı bir hava katıyor. Ayrıca reklam metninde yapılan kelime oyunları da dikkat çekici: özellikle genç neslin aşina olduğu "arkadaşlık isteği", "takip", "trend topic", "dürtme," "paylaşım" ve "beğenme" olguları üzerine çok yerinde espriler yapılmış. Bunun dışında, yaratılan eski atmosferi (ortam ve giysiler), toplum değerlerine, mahalle anlayışına, aile olgusuna yapılan vurgular da hedefi tam 12'den vurmuş.
Umarım siz de bu reklamı izlerken benim kadar eğlenmişsinizdir... Ya da belki çocukluğunuza döndünüz veya bir paket kuruyemiş açtınız kim bilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder